Oltu Taşı, Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan Oltu kasabasında çıkarılan fosilleşmiş bir ağaç türüdür.

Kullanımı Orta Çağ’a kadar uzanır; o dönemde tesbih ve figür yapımında ustalıkla işlenirdi.

19. yüzyılda Oltu Taşı, Anadolu’da en gözde mücevher taşlarından biri haline geldi. Ustalar, ince işlenmiş gümüş ve altın plakaları taşın yüzeyine zarafetle yerleştirerek eşsiz parçalar yarattılar. O günden bu yana Oltu Taşı, sade ama etkileyici zarafetiyle Anadolu’nun simgesel taşlarından biri olarak değerini koruyor.

Kazaziye, ipek bir ipliğin etrafına sarılan saf gümüş tellerle tamamen el işçiliğiyle üretilir. Bu teller, zincirlerin yanı sıra düğüm ve küre motiflerine dönüştürülerek ustalıkla örülür. Kazaziye koleksiyonumuzdaki her parça, deneyim ve titizlikle şekillendirilir; hem gündelik hayatta hem de özel davetlerde zarif bir şekilde kullanılabilecek özgün bir şıklık sunar.

Bahtışen, geleneksel Kazaziye sanatını modern çizgilerle buluşturarak özel koleksiyonlara dönüştürüyor. Her parça, ince el işçiliği ve özgün tasarımıyla benzersiz bir karakter taşır. Zamansız zarafet ve lüksü arayanlar için özenle hazırlanmıştır.

Midyat Hasırı, adını aldığı Midyat kasabasından doğan geleneksel bir Türk mücevher sanatıdır. Ustalar, ince örülmüş gümüş zincirleri “foxtail” örgü tekniğiyle işleyerek geometrik motifler ve telkari detaylarla zarif takılar oluşturur. Bazen renkli mine desenleriyle zenginleştirilen bu sanat, bölgenin köklü kültürel mirasını yansıtır.

Midyat Hasırı, kusursuz el işçiliğinin ve Türk mücevher geleneğinin zarif bir temsilidir. Dünyanın dört bir yanında hayranlık uyandıran ince detaylarıyla, güzelliğin ve kültürel anlamın simgesi haline gelmiştir.

Telkari (filigran), genellikle gümüşten yapılan, ince boncuklar veya bükülmüş tellerin sanatsal motifler oluşturacak şekilde lehimlendiği hassas bir takı türüdür. M.Ö. 3000 civarında, Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde, Mardin’in Midyat ilçesinde ortaya çıkmıştır. Koleksiyonumuz, Mezopotamya’nın kadim kuyumcularının izinden giden en iyi ustalardan gelmektedir.

Bahtışen olarak biz, sadece bu kadim sanatı korumaya değil, aynı zamanda onu çağdaş estetikle buluşturmaya da kendimizi adadık. Telkari koleksiyonumuzdaki her parça, yıllarını bu zanaata adamış ve ustalığını nesilden nesile aktaran Midyat atölyelerindeki ustalar tarafından hayata geçirilir. Onların ellerinde gümüş, yalnızca bir metal olmanın ötesine geçer ve tarihin yankılarını fısıldayan bir forma dönüşür.

Bahtışen’in Telkarilerini takmak, 5.000 yıllık bir mirasla kişisel bir bağ kurmak demektir. Bu, hızlı modaya karşı bir duruş, sürdürülebilir zanaatkârlığa bir bağlılıktır.

Koleksiyonumuz, geleneksel motiflerin gücünü modern tasarımın inceliğiyle birleştirir ve gerçekten zamanın ötesine geçen bir zarafet sunar.

Trabzon Hasırı, geleneksel Türk takı sanatında eşsiz bir tekniktir. El işçiliğiyle hazırlanan bu teknik, ince metal tellerin ustalıkla örülmesini içerir. Trabzon’un kendine özgü kültürünü yansıtan bu parçalar, incelikleriyle büyüler. Gümüş ve altın tellerin iç içe geçirilerek oluşturduğu desenler, zarafet ile usta işçiliğin muhteşem bir birleşimini sergiler. Bu geleneğin zengin tarihi, her parçanın benzersizliğini ve ustaların maharetini ön plana çıkarır.

Trabzon Hasırı, özellikle geniş bilezikleri ve dokunun büyüklüğünü göz alıcı şekilde sergileyen iddialı kolyeleriyle tanınsa da, koleksiyonumuzda zarif yüzükler ve küpeler de yer almaktadır. Her parça, geleneksel motifleri modern ve sofistike bir dokunuşla harmanlayarak hem tarihi kıyafetlerle hem de çağdaş moda ile uyum sağlar. Bahtışen’in Trabzon Hasırı’nı seçerek, yalnızca köklü bir geleneğe yatırım yapmakla kalmaz, aynı zamanda bu özel ustaların nadir uzmanlıklarını desteklemiş olursunuz; böylece bu muhteşem ve teknik açıdan zorlu sanat formu gelecek nesillere taşınmaya devam eder.